Türkiye’nin yaşayan efsanesi 65 yaşındaki Ahmet Taşçı, yağlı güreşte elde ettiği başarılarla Cumhuriyet’in 100 yıllık döneminde ismini spor tarihine “altın” harflerle yazdırmanın gururunu yaşıyor.
Anadolu Ajansı’nın Cumhuriyet’in 100. yıl dönümü dolayısıyla hazırladığı “spor” temalı dosya haberler kapsamında bu haberde, yağlı güreşin yaşayan efsanelerinden Ahmet Taşçı ile yapılan röportaja yer verildi.
Yağlı güreşin sonucu her yıl merakla beklenen, Türk’ün er meydanı Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde altın kemer sahibi olmak, her başpehlivanın rüyası.
Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde altın kemerin ebedi sahibi olanların sayısı ise bir elin parmaklarını geçmiyor.
Üst üste 3 kez başpehlivan olmayı gerektiren altın kemerin ebedi sahibi olma kuralını Ordulu Mustafa Bük 1966, 1967, 1968’de, Karamürselli Aydın Demir 1976, 1977, 1978’de, Denizlili Hüseyin Çokal 1982, 1983, 1984’te, Karamürselli Ahmet Taşçı 1990, 1991, 1992 ve 1995, 1996, 1997’de yerine getirdi.
Ebedi altın kemerin son sahibi Taşçı, Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde elde ettiği 9 başpehlivanlıkla da Cumhuriyet dönemi rekorunu elinde bulunduruyor.
“Ata sporu yağlı güreşte iz bırakmak ayrı bir mutluluk”
Ahmet Taşçı, AA muhabirine, güreşçilerin 25 yaşı, kariyerinin sonları olarak gördüğü bir zamanda yağlı güreşe başladığını söyledi.
O dönemde lastik fabrikasında çalıştığını ve kendisine 25 yaşından sonra pehlivan olunamayacağının söylendiğini aktaran Taşçı, ustası Kadir Birlik’in yanında güreşe başladığını, azim ve hırsla çalışıldığında her şeyin başarılabildiğini herkese gösterdiğini kaydetti.
Taşçı, Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde güreşmenin büyük gurur ve onur olduğunu dile getirerek, “Kırkpınar’da 9 birincilikle Cumhuriyet dönemi rekorunu kırdım. Bu sonuçlarla bütün otoriteleri şaşırtmış oluyoruz. 25 yaşında yağlı güreşe başlayıp da böyle bir sonuç almak gerçekten kolay değil. Bunun arkasında büyük azim, çalışma ve destek var. Bu başarılar bana büyük bir mutluluk veriyor çünkü tarihe isminizi yazdırıyorsunuz ve ata sporu yağlı güreşte iz bırakmak ayrı bir mutluluk. Bu, her insanın işinde başarılı olmak arzusu ve isteğidir. Herkes de bunu başaramıyor. Bunları başarmış kişi olarak mutlu ve gururluyum.” diye konuştu.
Kırkpınar’da şampiyon olan başpehlivanın her zaman ebedi kemeri almayı düşünüp ona göre çalışması gerektiğine işaret eden Taşçı, zirveye çıkan başpehlivanın gücünü arttırarak devam ettirmesinin sporcunun elinde olduğunu, genç yaşta elde edilen başarıların sürdürülememesinin de sporcuyla alakalı olduğunu ifade etti.
“Taha, yağlı güreşe başlarsa rekoruma göz kırpabilir”
Taşçı, yağlı güreşe başladığında Tekirdağlı Hüseyin Alkaya’nın, Kırkpınar’da 7 kez başpehlivan olduğunu duyduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Bu kadar da olunur mu? 3-4 olsa da biz de rekorunu kırmaya çalışsak diye düşünüyordum. Ben bile bu kadar birinci olabileceğimi düşünmemiştim. İyi çalışmak ve azim, sonucu yakalattırıyor. Bugünkü pehlivanlarımızın hepsinin maşallahı var. Bir tek eksiklikleri; çalışmak. Bunun rekorunu kıracak kişi; Ali, Recep olabilirdi, Orhan Okulu olması gerekirdi. Orhan, yağlı güreşi inceliğine kadar yapan başpehlivan. Fatih Atlı olabilirdi. Saydığım isimler kemer alabilir diye düşündüm ama başaramadılar. Aynı azmi ve istikrarı gösteremediler.”
Taşçı, milli güreşçi Taha Akgül ile konuşmalarının olduğuna değinerek, “Minderi bıraktıktan sonra yağlı güreşe geçeceğini söylüyor. ‘Usta kemeri alacağım, senin rekorunu kıracağım.’ diye konuşmuştuk. Taha yapabilir, hala daha bu şansı var ama inşallah önümüzdeki olimpiyat oyunları onun için başarıyla geçer. Rıza Kayaalp de aynı şekilde… Ama yağlı güreşe yakın olan serbest stildir. Taha dönerse belki bir şeyler olabilir, benim rekoruma göz kırpabilir.” değerlendirmesinde bulundu.